30 Nisan 2016 Cumartesi

PARİS


Paris, modanın ve lüksün başkenti. Benim de yurt dışında gördüğüm ilk şehir. Gezgin olmama vesile olan şehir. Her yıl, 15 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği, geniş caddeleri, yemyeşil parkları, iç içe geçmiş sokakları ile yılın her mevsimi ziyaret edilebilecek bir şehir. Tamam, belki kışın karlı havada gezmesi kolay olmayabilir ama Noel ve yılbaşı zamanı kışa denk geliyor, e ne yapalım :(

Paris'te gezilecek görülecek o kadar çok şey var ki, ne kadar vakit ayırsanız ayırın, zamanın yetmediğini hissedeceksiniz. Müzeleriyle dünyanın dört bir yanından turist çeken bu güzel şehre en az 5 gün ayırmalısınız. Söylentiye göre, Louvre Müzesi'nde her bir esere 1 dakika zaman ayırsanız, müzeyi gezmek bir yıldan fazla sürermiş, bilginize :)

Paris büyük bir şehir olduğu için planınızı çok iyi yapmalısınız.


1.gün: Sabah uçağı ile gitseniz, merkeze inmeniz en iyi ihtimal öğlen 1'i bulacaktır. O nedenle bence şehrin sokaklarını keşfedin. Paris'in Quartier Latin diye bilinen, Saint Michel Notre Dome kilisesi, Sorbonne Üniversitesi, Pantheon Kilisesi'ne (günümüzde, kilise yerine, hayatını kaybetmiş Fransız düşünürlerinin gömüldüğü anıt mezar haline gelmiştir, giriş ücretli), Lüksemburg Bahçesi'ne ev sahipliği yapan bölgeyi keşfedebilir, kafeleriyle ünlü bölgede soluklanabilir ve Fransız kafe kültürünü yaşayabilirsiniz. Ardından  St. Germain bulvarına geçiş yapabilirsiniz. Tüm bu yerler birbirine yürüme mesafesinde ve dolaşması çok keyfili caddeler. Daha Sonra da metro ile Champs-Elysees Caddesi'ne geçebilirsiniz.

Lüksemburg Bahçesi 




Quartier Latin bölgesinin merkezinde bulunan Notre Dame kilisinin önündeki kuyruk gözünüzü korkutmasın, Paris'i 2 kere ziyaret ettim ve her zaman upuzun kuyruk gördüm ama hızlı ilerleyen bir kuyruk. Kiliseyi ziyaret etmek ücretsiz ancak yukarı çıkmak isterseniz ücret ödemeniz gerekir ya da Paris Pass Card  ( https://www.parispass.com ) veya Müze Kart ( http://en.parismuseumpass.com ) ile ücretsiz gezebilirsiniz. İkisi aynı şey değil, linkleri tıklayarak size en uygun kart tipini satın alabilirsiniz. Yalnız, unutmayın, kartlar ilk kullanımla geçeli olur, o nedenle kart alırsanız, müze yeri girişlerinizi sabah erken saatte yapın.

2.gün itibariyle, eğer müze kart ya da Paris Pass kart almaya karar verirseniz, şu şekilde bir Paris gezisi yapabilirsiniz.

2.gün: Louvre Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz. Eğer Paris Pass Card ya da Müze Kart sahibi iseniz, hızlı geçiş yapabilirsiniz, upuzun kuyrukta beklememiş olursunuz. Peki ne olur derseniz, upuzun kuyruk yerine uzun kuyrukta beklemiş olursunuz :) Maalesef Paris'te kuyrukta beklemeden bir yere giriş sağlamak mümkün değil. Müzeye erken gidin, hatta açılmadan gidin, zaten kapanış saatine kadar da kalsanız müzeyi bitiremeyeceksiniz. Özellikle ilgilendiğiniz bir alan varsa, o odalara gidin.( http://www.louvre.fr/en )

Louvre Müzesi Bahçesilouv



III. Napolyon'un odası



Sanat severlerin kaçırmaması gereken bir diğer müze de Orsay Müzesi. Louvre'dan çıktıktan sonra çok yorulmuş olacaksınız, bence Orsay Müzesi'ni ertesi gün ziyaret edebilirsiniz. ( http://www.musee-orsay.fr/en/home.html )

3.gün: Bugün güne Orsay Müzesi'ni ziyaret ederek başlayabilirsiniz. Ardından metroya binerek muhteşem vitray pencereleri ile ünlü olan gotik kilise Sainte-Chapelle'i ziyaret edebilirsiniz. Kilise, Adalet Sarayı'nın bahçesinde yer aldığından sıkı bir güvenlikten geçiyorsunuz, kemer, saat vs çıkartarak güvenlikten geçiyorsunuz. ( http://www.sainte-chapelle.fr/en/ )

Trocadero Meydanı'na/Bahçesine gidip, arka plana Eyfel Kulesi'ni alıp, meşhur Paris pozlarından birine imzanızı atabilirsiniz. Eyfel kulesinin biletleri internette satılmakta, biletiniz önceden alırsanız o saatte orada bulunduğunuz taktirde, ayrı bir kuyruktan içeri alınırsınız. Ancak, kışn, özellikle de  Paris semaları çok sisli olmakta, eğer Paris'i kışın ziyaret edecekseniz, bileti önceden internetten almayın, derim, Eyfel'e gidin, eğer sis yoksa giriş yapın, aksi taktirde hiçbir şey göremezsiniz, sadece para ödemiş olursunuz. ( http://www.toureiffel.paris/en.html )

Eyfel Kulesi'ni ziyaret için en iyi zamanın gün batımına yakın zaman olduğu söylenmekte, özellikle de romantizm yaşamak isteyen çiftler için. Böylelikle, hem aydınlıkta Eyfel Kulesi'nden muhteşem manzarayı seyredebilir, gün batarken ve battıktan sonra da eşinizle/sevgilinizle romantik bir Paris anı yaşabilirsiniz. Eyfel'i ilk kez ziyaret ettiğimde yanımda, bana Paris'teki evini açan sevgili kuzenim, 2.ziyaretimde de sevgili anneannem vardı, yani iki ziyaretimde de romantizm yoktu :)

Akşam hava karardıktan sonra Eyfel Kulesi'nde, saat başı ışık gösterisi yapılmakta ve kule Paris'in her yerinden görüldüğü için yüzünüzü kuleye doğru çevirmek yeterli. Ama, bence, kulenin yakınlarında durarak, ışık gösterisini yakından da görün, derim.



Daha sonra Şanzalize'ye(Champs-Elysees) gidebilirsniz. Concorde Meydanından başlayarak Champs-Elysees caddesi boyunca yürüyüp (Arc de Triomphe) Zafer Takı'nın (Arc de Triomphe) bulunduğu Charles De Gaulle Meydanı'na kadar yürüyebilirsiniz. Arc de Triomphe'i ziyaret ederseniz, 12 caddeye ev sahipliği yapan meydanın yukarıdan görürsünüz. Burayı yukardan görürseniz, meydana çıkan caddelerin yıldız şekline benzediğini görürsünüz. Geceleyin, caddeler ışıl ışıl iken görmek bence daha keyifli. Şanzalize'de hem gece hem gündüz vakit geçirin.

Champs-Elysees'de yılbaşı gecesi


4.gün:  Paris'in biraz dışında yer alan Versay Sarayı'na (Le chateau de Versailles) gidebilirsiniz. ( http://en.chateauversailles.fr/homepage ) Paris card ya da müze kartın geçerli olduğu saraya metro ile ulaşmak mümkün. Saint Michel metro durağından RER C hattının Versailles Rive Gauche yönüne giden trenine binin ve son durakta inip kalabalığı takip edin. Eğer müze kart ya da Paris Pass Kart almazsanız, size tavsiyem, sarayda her yere giriş sağlayan bilet türünden almanız. Çünkü, saraya ev sahipliği yapan arazinin içinde yer alan her bir bina, park ve bahçeler görülmeye değer. Ayrıca, yanınızda biri varsa, biriniz bilet satın alma kuyruğuna girsin, diğeri de içeri giriş kuyruğuna girsin. Biz, biri laf eder diye böyle yapmadık ama meğerse herkes bu şekilde yapıyormuş. Saray'ı gezmek bir tam gününüzü alacak, o nedenle buraya da sabah erkenden gidin.




Versay Sarayı








Versay Sarayı Bahçesi



Versay Sarayı'nda Su Gösterisi




5.gün: Artık, müze kartınızı bir kenara bırakın ve Paris bir diğer meşhur caddesinin keyfini çıkarın: Montmartre Tepesi, diğer bir değişle; Ressamlar Tepesi'ni ziyaret edin, ve en az yarım gününüzü buraya ayırın. Montmartre Tepesi, şehrin en yüksek tepesi ve tepeden şehre doğru baktığınızda şehir ayaklarınız altında. Günün her saati hareketli olan renkli, dar sokakları ile size çok güzel bir gün geçirmenizi garantileyen bu tepe, Paris'te mutlaka gezmeniz bir yerlerden biri. Bu tepenin simgesi ise Sacre Coeur Bazilikası. Bazilikaya giriş ücretsiz.



Yapılacak daha çok şey var Paris'te. Ben Paris denilince ilk akla gelenleri yazmaya çalıştım.


Yeme-İçme:

La duree: Paris'te yeme-içme denildiğinde akla ilk gelen, sanırım, La duree'nin macaronları olsa gerek. Tanesine son gittiğimde (2013 Mayıs) 2€ verdim diye hatırlıyorum. Fiyatlar biraz yüksek olsa da La duree'de biraz keyif yapın, derim. Sıcak çikolatasını da tavsiye ederim, porsiyon olarak bir kişiye fazla gelebilir, iki kişi içmek mümkün. Her ne kadar La duree'nin sıcak çikolatası İtalya'nın meşhur çikolata markası Venchi kadar güzel olmasa da, eğer çikolata seviyorsanız, Laduree'de sıcak çikolata için mutlaka. Yemek menüsü de bulunmakta, ama tabii ki fiyatlar biraz yüksek.

Le Relais de l'Entrecote: 

 Antrikotları ile meşhur olan bu tipik Fransız restoranında bir akşam yemeği yemeden geri dönmeyin. Restoran,  sabahtan öğlen 14.30'a kadar, akşamları da 19:00-23.30 arası kadar hizmet vermekte. Eğer tam 7'de içeri girmek isterseniz, saat 6 gibi restoran önünde olup kuyruğa girmeniz gerekir ki, bence değer. Etin suyu, baharatlarda lezzetlendirilmiş patatesin lezzet bi'başka. Antrikot siparişi verdiğinizde, yanında salata ve patates kızartması gelmekte, etiniz ve patates kızartmanız bittiğinde antrikotun kalan porsiyonunu getiriyorlar. Siz, sadece etin nasıl pişmesini istediğini söyleyin. http://www.relaisentrecote.fr/

Leon de Bruxelles: Eğer midye seviyorsanız, Fransa'da da şubeleri olan Leon de Bruxelles restoranına gidebilirsiniz. Menüsünde midye dışında da alternatifleri var. www.leon-de-bruxelles.fr/#


Eğlence: 

Paris'e gelmişken, gösterileri ile dünyaca meşhur olmuş, Lido ya da Moulin Rouge'da bir gösteri izleyebilirsiniz. Biletleriniz, internetten alabilirsiniz, ancak gösterilere spor kıyafet ile giriş yapılmamakta, resmi kıyafetle giriş zorunlulğu vardır.
http://www.lido.fr/en.html
http://www.moulinrouge.fr/?lang=en

Kısa Notlar;

  • Paris'te müzeden, restoranda her yerde kuyruk var, asla pes etmeyin. Beklediğinize değecek.

  • Her ayın ilk Pazar günü müzeler ücretsiz.

  • Metro biletinizi tek tek satın almayın, ya "carne" denilen 10'lu biletlerden satın alın, ya da günlük-haftalık biletlerden ihtiyacınıza uygun olanını satın alın.

  • Paris'ten başka bir şehre gitmeyi düşüyorsanız, Fransa'nın resmi tren şirketinin web sitesi: www.sncf.com
  • Eğer yolculuğunuzu otobüs ile yapmak isterseniz Avrupa'da çok yaygın bir ağı olan Eurolines şirketini tercih edebilirsiniz. www.eurolines.com

  • Paris'te merkez oteller çok pahalı olduğundan merkeze biraz uzak ama 30 dakikalık bir metro yolculuğu ile merkeze ulaşabileceğiniz, metro durağının hemen yanı başında olan bir yer otelde konaklama yapabilirsiniz.  Ben son gittiğimde Mister Bed City Bagnolet'te kalmıştım, Charles de Gaulle havalimanından otobüse binip yarım saatte otele ulaşmak mümkün. 3 numaralı metro hattına 1 dakika mesafede, üstelik Eurolines ile başka bir şehre gidecekseniz, Eurolines garı da gene otelin hemen yanı başında. Kahvaltısı da çok iyiydi, kruvasan pek sevmeyen ben, her sabah kim bilir kaç tane yemişimdir. Aklınızda bulunsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder